Ahmedî
(ö. 884/1480’den sonra)
Akkoyunlular zamanında yaşayan Türk şairi.
Türk edebiyat tarihinde yakın zamana kadar varlığı bilinmeyen bu Akkoyunlu şairi yeni bulunan bir Yûsuf u Zelîha mesnevisinden hareketle ilim âlemine tanıtılmıştır (bk. bibl.).
Latîfî, tezkiresinde Likāî’yi anlatırken onun Ahmedî’nin Yûsuf u Zelîha’sına bir nazîre yazdığını söyler. Ahmedî ve Likāî’nin Yûsuf u Zelîha’ları bugüne kadar ele geçmediğinden Latîfî’nin bahsettiği Yûsuf u Zelîha’nın, XV. yüzyıl divan şairlerinden İskendernâme ve Dâstân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osmân yazarı Ahmedî’ye ait olabileceği kabul edilmişti. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde (yazma nr. 51) Ahmedî adına kayıtlı bulunan Yûsuf u Zelîha, ilk bakışta İskendernâme müellifi Ahmedî’ye isnat edilen eser olabileceği izlenimini uyandırmakta ise de “sebeb-i te’lif” bölümünden, Akkoyunlu hükümdarlarından Sultan Yâkub zamanında (1478-1490) kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda eserin 815’te (1412-13) vefat eden Ahmedî’ye ait
olamayacağı kesindir. Nitekim şair de eserini Akkoyunlu ümerâsından Sûfî Halîl’in isteği üzerine yazdığını belirtmektedir. Osmanlı şuarâ tezkireleri ve diğer kaynaklarda bu tarihlerde yaşamış aynı adı taşıyan bir başka şair bulunmadığına göre, ortaya yeni bir şair ve eseri çıkmaktadır. Ahmedî hakkında şimdilik bütün bilgimiz Akkoyunlu hükümdarlarından Sultan Yâkub zamanında yaşadığı, Anadolu’ya sefere çıkan Sûfî Halîl’in bir gece kendisini çağırarak bir “kıssa-i Yûsuf” yazmasını istediği, onun da ertesi gün ordudan ayrılarak Tebriz’e gelip eserini elli yedi günde tamamladığından ibarettir (vr. 4ª-5b). Bütün bunlardan, Latîfî’nin Yûsuf u Zelîha’sı olduğunu söylediği Ahmedî’nin Akkoyunlu Ahmedî olduğu ortaya çıkmaktadır. Eserin Brill Yayınevi tarafından satışa çıkarılan diğer bir nüshası görülememiştir (bk. The Middle East 568, October 1987, nr. 705).
Akkoyunlu Ahmedî’nin başka bir eseri de bugüne kadar Ahmedî’ye ait sanılan Attâr’ın Esrarnâme adlı eserinin tercümesidir. 884’te (1479-80) Tebriz’de ve yine Sûfî Halîl adına kaleme alınan Esrarnâme Tercümesi’nin birçok yazma nüshası bulunmaktadır.
Akkoyunlular zamanında yaşayan Türk şairi.
Türk edebiyat tarihinde yakın zamana kadar varlığı bilinmeyen bu Akkoyunlu şairi yeni bulunan bir Yûsuf u Zelîha mesnevisinden hareketle ilim âlemine tanıtılmıştır (bk. bibl.).
Latîfî, tezkiresinde Likāî’yi anlatırken onun Ahmedî’nin Yûsuf u Zelîha’sına bir nazîre yazdığını söyler. Ahmedî ve Likāî’nin Yûsuf u Zelîha’ları bugüne kadar ele geçmediğinden Latîfî’nin bahsettiği Yûsuf u Zelîha’nın, XV. yüzyıl divan şairlerinden İskendernâme ve Dâstân-ı Tevârîh-i Mülûk-i Âl-i Osmân yazarı Ahmedî’ye ait olabileceği kabul edilmişti. Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kütüphanesi’nde (yazma nr. 51) Ahmedî adına kayıtlı bulunan Yûsuf u Zelîha, ilk bakışta İskendernâme müellifi Ahmedî’ye isnat edilen eser olabileceği izlenimini uyandırmakta ise de “sebeb-i te’lif” bölümünden, Akkoyunlu hükümdarlarından Sultan Yâkub zamanında (1478-1490) kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda eserin 815’te (1412-13) vefat eden Ahmedî’ye ait
olamayacağı kesindir. Nitekim şair de eserini Akkoyunlu ümerâsından Sûfî Halîl’in isteği üzerine yazdığını belirtmektedir. Osmanlı şuarâ tezkireleri ve diğer kaynaklarda bu tarihlerde yaşamış aynı adı taşıyan bir başka şair bulunmadığına göre, ortaya yeni bir şair ve eseri çıkmaktadır. Ahmedî hakkında şimdilik bütün bilgimiz Akkoyunlu hükümdarlarından Sultan Yâkub zamanında yaşadığı, Anadolu’ya sefere çıkan Sûfî Halîl’in bir gece kendisini çağırarak bir “kıssa-i Yûsuf” yazmasını istediği, onun da ertesi gün ordudan ayrılarak Tebriz’e gelip eserini elli yedi günde tamamladığından ibarettir (vr. 4ª-5b). Bütün bunlardan, Latîfî’nin Yûsuf u Zelîha’sı olduğunu söylediği Ahmedî’nin Akkoyunlu Ahmedî olduğu ortaya çıkmaktadır. Eserin Brill Yayınevi tarafından satışa çıkarılan diğer bir nüshası görülememiştir (bk. The Middle East 568, October 1987, nr. 705).
Akkoyunlu Ahmedî’nin başka bir eseri de bugüne kadar Ahmedî’ye ait sanılan Attâr’ın Esrarnâme adlı eserinin tercümesidir. 884’te (1479-80) Tebriz’de ve yine Sûfî Halîl adına kaleme alınan Esrarnâme Tercümesi’nin birçok yazma nüshası bulunmaktadır.
Osmanlı Dönemi Ünlü Yazarları
- Abdülhak Hamit Tarhan
- Ahmedî
- Ahmet Hamdi Tanpınar
- Ahmet Haşim
- Ahmet Mithat Efendi
- Ahmet Muhip Dıranas
- Ali Şir Nevai
- Baki
- Bayburtlu Zihni
- Cahit Sıtkı Tarancı
- Cenap Şahabettin
- Falih Rıfkı Atay
- Faruk Nafiz Çamlıbel
- Fuzulî
- HACI BEKTÂŞ-ı VELÎ
- Halide Edip Adıvar
- Halikarnas Balıkçısı
- Halit Ziya Uşaklıgil
- Hoca Dehhani
- Hüseyin Rahmi Gürpınar
- Kaygusuz Abdal
- Mehmet Akif Ersoy
- Mehmet Emin Yurdakul
- Mehmet Rauf
- Memduh Şevket Esendal
- Nabi
- Nabizade Nazım
- Nefi
- Orhan Veli Kanık
- Ömer Seyfettin
Osmanlı Dönemi Yazarlar, Çevirmenler
- Osmanlı Gezi Yazarları
- Osmanlı Oyun Yazarları
- Osmanlı Çevirmenleri
- Osmanlı Dönemi Ünlü Yazarları